MUAMMER ERBOY ile sıra dışı müzik seyahatleri
SU BERRAKLIĞINDA NOTALAR
Lucerne Piyano Festivali
2 Resital, 3 Konçerto, 4 Piyanist
23 Kasım - 27 Kasım 2016 (Pazar)
Değerli Müziksever Dostlarımız,
Sizler için hazırladığımız Lucerne gezimizde tekrar beraber olmak için heyecanlanıyoruz ve sizleri mutlu edebilmek amacıyla kendimizi sürekli yenilemeye çalışıyoruz.
İsviçre her mevsimde başkadır. Bir de buna göl manzarası eklenince tadına doyum olmayan bu güzel ülkede, müzik şöleni yanı sıra güzel yemekleri de unutmamak ve keyfini sürmek lazım. Sizlerle göl kıyısında büyük Rus yazar Leo Tolstoy’un kaldığı Schweizerhof’da bu zevkleri bolca paylaşacağız.
Bu gezimizde Lucerne ile özdeşleşen Rosengart koleksiyonundaki Picasso’ları ve bu galerinin sahibi Madame Rosengart’ın Picasso ile şahsi yakın dostluğu neticesi inanılmaz bir zevkle topladığı diğer dünya müzelerindekinden farklı resimleri göreceğiz. Madame Rosengart, uzun yıllar yakın dostluğunu koruduğu Picasso tarafından yüzü kübikleştirilmeden, orta yaşlarında ve yaşlılığında portresi yapılan tek kadındır. Meşhur İsviçre çikolata atölyelerinden Max Chocolatier’i ziyaret ederek artisanal çikolataları tadacağız ve imkân olursa kendi çikolatamızı yaratacağız. Özellikle beyleri düşünerek ünlü İsviçre markası Chronoswiss atölyelerini gezecek ve ince saat ayarı üzerine bizzat tecrübe edineceğiz. Gezimizin highlight’ı: Richard Wagner Müzesi.
İsviçre’nin kuruluş tarihinde çok önemli bir şehir olan Lucerne’in dar sokaklarında keyifli gezintilerin yanı sıra harika bir müzik şöleni için de hazır olmanız lazım.
Sevgiler
Nuray Erten
“Ars Musica, panem nostrum”
Sevgili Dostlarım,
Lucerne Gölü (Vierwaldstaetter See) kıyıları 19. yy'a damgasını vurmuş nice Rus edebiyat ve müzik devine yuva olmuştur. Bu dehaların çoğu Bolşevik ihtilalinde yurtlarını terk etmek zorunda kalmış, 20. yy'a uzanan ömürlerinin önemli bir kısmını Lucerne gölünün yemyeşil ve ışık cümbüşlü kıyılarında geçirmiş, kendilerini Anavatan Rusya'da evlerinde gibi hissettikleri bu cennetten aldıkları ilhamla çok önemli başyapıtlar yaratmışlardır.
Bu Ruslar içinde şüphesiz en ilginçi özellikle piyano için verdiği başyapıtlarla tanınan Sergei Rachmaninov'dur. 1932 - 1939 yılları arasında, Lucerne yakınlarında göl kenarındaki Hertenstein kasabasında yaşamış, ilk görüşte aşık olduğu bu yerde eşi ve çocuklarının şiddetli itirazına rağmen hemen bir arazi alıp buraya dönemin modası, işlevselliği ile ünlü Bauhaus stilinde bir villa kondurarak yurdundan uzakta, sürgün yaşamaktan geçirdiği buhran ve moral çöküntüsü ile uzun zaman ara verdiği beste çalışmalarına pür hız yeniden başlamıştır. Yakın dostlarına yazdığı mektuplardan eşi Natalya ve kendi adının ilk iki harfi ve soyadlarının ilk harfini birleştirerek Villa SeNaR adını verdiği yeni evinde çok mutludur, kendisini adeta Rusya'da doğduğu büyüdüğü aile malikaneleri Ivanovka'da hissetmektedir. Yeniden bulduğu ilham ve coşku ile kariyerinin en önemli eserlerinden ikisini Villa Senar'da yazar.
Lucern’i bir süre için vatanı ve ilham kaynağı belirlemiş önemli bir besteci de Richard Wagner’dir. Lucerne gölü kıyılarında Tribschen semtindeki evi bugün müze olarak halka açılmış olup, en sevdiği kendisi için özel yapım Erard marka piyanosu üzerinde sıkça konserler düzenlenen bu müzede Wagner’in en özel mektupları ve el yazmaları saklanmaktadır. Eşi Cosima Liszt’e doğum günü armağanı olarak yazdığı Siegfried Idylle ilk defa burada seslendirilmiştir.
Lucerne'de geçireceğimiz dört gecede iki resital (Bach ve Schumann), üç konçerto (Schumann la minör, Beethoven Do Majör ve Do Minör) ve dört piyanist dinleyeceğiz:
Daha 30 yaşının eşiğinde olmasına rağmen dünyanın önde gelen piyanistleri arasında sağlam bir yere oturan Igor Levit'in Bach maratonu ile açıyoruz konser dizimizi. Klasik müziğin temel taşlarını koyan, kontrpuan ustası büyük Bach'ın 998 sayılı eseri Goldberg Varyasyonlarını bir buçuk saati aşan bir sürede tek solukta çalacak sanatçımız.
İkinci konser Basel Oda Orkestrası eşliğinde Maria Joao Pires'e ayrılmış. Schumann'ın romantizmin doruğunda yazdığı la minör konçertoyu yorumlayacak sanatçımız yumuşacık tuşesi ile. Pires geçirdiği ciddi hastalıktan sonra bambaşka bir dünya görüşü ve doğallıkla, bambaşka bir huzur ve sükunetle ele alıyor eserleri. Büyük bir sanatçının tevazu konusunda da hatırı sayılır büyüklükte olduğunu gözlemleyecek, kendisine daha da hayran olacağız.
Üçüncü konserde sempatikliğiyle, doğallığıyla sahneye çıktığı ilk anda dinleyiciyi avuçları içine alıveren ve daha tuşlara dokunduğu ilk anda salonu büyüleyen Murray Perahiah'yı dinleyeceğiz. Sanatçı Beethoven'in Do Majör 1. ve do minör 3. Piyano Konçertolarını icra ederken kendisine eşlik eden Academy of St. Martin in the Fields orkestrasını bizzat kendisi idare edecek. Yalnız Beethoven'in eserlerine adanmış bu konserin bonusu Murray idaresinde 'die Geschöpfe von Prometheus' (Promete'nin Yaratıkları'). Sanatçımız üstün bir piyanist olduğu kadar çok duyarlı, orkestradan yepyeni renkler çıkartmayı bilen, ince detaycı ve farklı bir şef. Piyanonun da 88 tuşundan çıkan rengarenk dünya ile bir enstrümandan ziyade tek başına bir orkestra olduğunu düşünürseniz Murray gibi bir usta piyanistin o derece usta bir şef olmasına şaşmamak gerek...
Son konser aynı zamanda bir kutlama. İstanbul dinleyicisinin yakından tanıdığı sevgili Rudolf Buchbinder 70. Yaş gününü Lucerne'de tamamen Schumann'a ithaf edilmiş bir resitalle kutluyor. Op. 17 Fantezi ve op. 13 Senfonik Etütler bu konserin kilit taşları. Bipolar bestecinin tüm bölünmüş karakter özelliklerini hissedebileceğimiz bu eserleri olgun yorumu ile ünlü Buchbinder'in pertavsızı ışığında dinlemek müzikseverler için önemli bir fırsat...
Lucerne gezimiz için Nuray da sizlere hoş sürprizler hazırladı... Bu gezimizde ve daha nice güzel günlerde iyilik ve keyifle buluşmak ümidi ile sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Detaylı tur programı için lütfen tıklayınız.
Muammer Erboy
Bölümle ilgili diğer başlıklar